-
Şirket
-
Ürünler
-
Hizmetler
-
Akademi
-
Kariyer
Karamsarlıktan iyimserliğe– AMR ile mücadelede sırada ne var?
Röportaj
İsviçre Bern Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsünde Diyagnostik Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Peter Keller ile AMR ile ilgili deneyimleri, tıbbın yıllar içinde nasıl geliştiği, dikkatli olmamız gereken noktalar ve mevcut pandeminin AMR yönetimi üzerindeki etkisi hakkında bir görüşme gerçekleştirdik.
Son 20 yılda çok şey değişti. Çoğumuz gün içinde internette hiç olmadığımız kadar çevrimiçi zaman geçiriyoruz, çevrimiçi içerik sağlayıcıları canlı TV ve film kiralamalarını gölgede bıraktı ve sürücüsüz arabalar günümüzün popülerleşen bir gerçeği haline geldi. Doğal olarak, aynı zamanda pek çok tıbbi ilerleme de oldu, ancak şimdi daha ciddiye almak zorunda olduğumuz bir sorun karşımızda beliriyor: antimikrobiyal direnç (AMR).
İsviçre'deki Bern Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü'nde Diyagnostik Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Peter Keller 2000 yılında okurken, AMR yaygın olarak bilinen bir sorun değildi. Konu derslerde göz ardı edilirken, öğrencilere bazı vakalarda uyguladıkları tedavinin başarısız olabileceği anlatıldı, ancak bunun arkasındaki nedenler ve etkisinin altı çizilmedi.bazı. Bu yüzden de hastalarla ilgilenmeye başladıktan kısa süre sonra ki izlenimlerinin şok edici olduğunu belirtiyor:
“… Ve orada antimikrobiyal direncin tehlikelerini, komplikasyonlarını öğrendim. Bazı vakalarda bu hastaların tedavi süreci ve hatta hastaların bu bakterilerden öldüğünü görmek bir kabustu, ki bu gerçekten üniversite yıllarımızda bize öğretilmemiş bir şeydi. "
Kendisi, o zaman modern hastalıklara karşı en güçlü silahlarımızdan bazılarını kaybetme yolunda olabileceğimizi fark etti.
Kısa bir süre önce, MRSA (metisiline dirençli Staphylococcus aureus), hastane ve huzurevlerinde baş gösteren bir problemdi. 2010’lu yıllarda bu enfeksiyonların %25'inin birinci basamak ilaca dirençli olduğu gözlendi. Tedavide yaşanan bu engellerden çıkarılan birçok ders oldu ve bunlar AMR'ye karşı mücadelede hala oldukça değerliler.
Gelişmelerin yanında, üzerinde çalışılması gerekenler
Dr. Keller durumun ne kadar tehlikeli olduğunun farkında olsa da hala iyimser. Bizlerle devam etmekte olan ve ilerleme göstermeye başlayan umut verici çalışmalar ve girişimler hakkında bazı ayrıntılar paylaştı. Ayrıca, Hollanda’da kümes hayvanları endüstrisinin tetrasiklin (yaygın bir antibiyotik) direnç oranını önemli ölçüde azaltabildiği bir başarı öyküsünün ana hatlarını çizerek, uygun şekilde yapılırsa müdahalelerin oldukça başarılı olabileceğini vurguladı.1
AMR ile mücadelede bazı ülkelerin gelişmelerde ön saflarda yer aldığını duysak da bazı bölgelerin geride kaldığını ve hatta bilinç ve kaynak eksikliği dolayısıyla alevleri daha körüklediğini görüyoruz. Gereksiz antimikrobiyal tüketimini azaltmak amacıyla ekipleri eğitmek ve programları uygulamak için finansmana ihtiyaç duyulmakta. Dr. Keller, "Bu ilaçları akıllıca kullanma konusunda eğitim almış yeterince insan yok" diyor. “Ekipler, hastanelerin [antimikrobiyal] ilaçların tüketimini azaltmaya yönelik programları uygulamalarına yardımcı olacak şekilde finanse edilmemiştir. Bu, uluslararası düzeyde koordine edilmesi gereken bir konu. "
İlerleme için hekim-hasta ilişkisine odaklanılmalı
Dr Keller, AMR ile mücadeleyi doktor-hasta ilişkisini iyileştirerek destekleyebileceğimizi ve gereksiz antimikrobiyal tüketimini azaltabileceğimizi düşünmekte. Beklentileri yönetmek önemlidir - birçok hasta, doktorlarının ofisini elinde ilaçla terk etmeyi bekler, ancak bazen viral bir enfeksiyona sahip oldukları ve bunu reçeteli ilaçlar olmadan yönetmek zorunda oldukları konusunda bilgilendirildiklerinde hayal kırıklığına uğrarlar. İleriye dönük bir diğer önemli adım, doktorları ve laboratuvar personelini, hızlı sonuç verme kapasitesine sahip ve güvenilir direnç tespit yöntemleriyle desteklemek olacaktır. Son olarak, Dr Keller, laboratuvar sonuçlarını daha hızlı ve daha kolay paylaşma potansiyeline sahip olduğu durumlarda işleri basitleştirmeyi ve dijital teknolojiyi avantajımıza kullanmayı teşvik ediyor.
AMR'ye karşı mücadeleyi desteklemek için araştırma yapmanın ve daha hızlı çözümler sunmanın bir IVD şirketinin sorumluluğu olduğunu düşünüp düşünmediği sorulduğunda, Dr Keller’ın cevabı şu şekilde oldu:
“Bu tür [daha hızlı] testleri geliştirmek için laboratuvar geçmişine sahip deneyimli diyagnostik şirketlerine ihtiyacımız var. Oldukça ilginç ve önemli bir gelişim alanı. "
Küresel bir salgına karşı AMR
AMR'ye karşı sürekli tetikte olmak ve karşılık vermenin en iyi yaklaşım olduğu netlik kazandı. Ne yazık ki, AMR - ve diğer pek çok sorun - mevcut pandemi sırasında arka planda kaldı. Elbette, durumu mevcut bilgimizle elimizden gelen en iyi şekilde ele alıyoruz, ancak AMR'yi engellemek için uygulanan birçok önlem zarar gördü. Dr Keller, pek çok hekimin influenzalı hastaların sıklıkla influenza virüsüne ek olarak bakteriyel pnömoni enfeksiyonu geçirdiği konusunda nasıl eğitildiğini ayrıntılarıyla anlatıyor. Sonuç olarak, aynı stratejinin SARS-CoV-2 için geçerli olacağına inandılar, bu nedenle bu hastaların çoğu süper enfeksiyonlardan kaçınmak için önleyici bir önlem olarak antibiyotiklerle tedavi edildi.
Dr Keller, "Şu anda bazı klinikler, kanıtlanmış COVID-19 vakalarının çoğunda antibiyotiklere ihtiyaç duyulmadığını fark etti ve tedavi rejimlerini uyarladı. Diğer klinikler de önümüzdeki aylarda bu düzenlemeyi yapılmalıdır." diyor. Öte yandan, AMR yönetim ekipleri, COVID-19 ile savaşmak için zaman ve kaynak yaratmak için son aylarda büyük ölçüde engellendi.
Peki bu AMR girişimlerine uzun vadeli zarar zaten verildi mi?
Dr Keller, çoğu merkezin doktor ve hemşirelerin mevcut pandemi nedeniyle uygun olmaması nedeniyle AMR'nin YBÜ'leri (yoğun bakım üniteleri) üzerindeki etkisini ölçen uzun süreli çalışmalarını, durdurmak zorunda kaldığı ve klinik çalışmalarını yalnızca koronavirüs çalışmalarına odakladığını açıkladı. Dr. Keller bunun, AMR yönetim programlarının bilimsel arka planı üzerinde çok büyük bir olumsuz etki yaratacağını belirtiyor.
Günün sonunda vermek istediğiniz mesaj nedir? Tabii ki, söylemesi yapmaktan daha kolay ama yine de ulaşılabilir bir şey. Gündemde bir pandemi dahi olsa diğer önemli konuları gözden kaçırmamamız gerekir çünkü bunun büyük sonuçları olabilir. Konunun farkındalığına ve eğitimine odaklanan sürdürülebilir karşı önlemlere ihtiyacımız var. Dr Keller'in dediği gibi, "Durum, uçmakta olan bir uçak gibi; her koşulda uçmaya devam etmeli. "